Varlığımdan utandım.

Oğlu şehit olmuş o anneden utandım.

O babadan utandım.

O videoyu yayınlatan kaymakamla aynı yurttaşlık kimliğini taşımaktan utandım.

O videoyu çeken kişi ile (DHA muhabiriymiş galiba) aynı mesleği yapmaktan utandım.

*

Videoyu görür görmez sosyal medyadan hemen şu mesajı yazdım ve videoyu paylaştım; İnsanlığın yitirildiği noktalardan birisi daha... Bu videoyu çeken de, çektiren de, haber diye yayınlayan da şayet insansa... O zaman ya ben insan değilim veya bunlar insani duygularını kaybetmişler...

*

Hakkari’de terör örgütü PKK’nın yola döşediği bombayı uzaktan kumandayla patlatması sonucu şehit düşen 29 yaşındaki polis memuru Mehmet Tuhal’ın ailesine şahadet haberinin kameralar önünde verilmesi olayından bahsediyorum.

Evladının şehit olduğundan o ana kadar haberi olmayan anne Feride Tuhal büyük şok yaşamış ve çok sayıda basın mensubunun bulunduğu evde gözyaşlarına boğulmuştu.

*

Başbakan Davutoğlu olayın ardından; Burada gösterilen tutumun izahı mümkün değil. Bu bakımdan gerekli her türlü idari işlem yapılacak. Bunu mazur görmemiz söz konusu olamaz, diyerek hemen bu kaymakam hakkında soruşturma başlatacağını belirtti.

*

Ey kaymakam sen hiç mi mürekkep yalamadın?

Hiç mi kitap okumadın?

Hiç mi acı görmedin duymadın?

Sen kameralara çıkacaksın diye o acıyı yaşayan aileye bunu yapmana ne hakkın var?

Sanırsın kaymakam efendi aileye bir jest yapacakta toplamış yanına bir sürü gazeteci geçmiş kameralar karşısına ve açıklama yapıyor.

Sana bir şey söyleyeyim mi ey kaymakam.

Sen git o aileden özür dile, git kendi ailenden özür dile, sana o diplomaları veren okul yöneticilerinden özür dile, seni okutan öğretmenlerden özür dile ve.

De ki; galiba benim kaymakam olmam için daha çok okumam gerek, daha çok öğrenmem gerek, daha çok eğitilmem gerek.

*

Bırak kaymakam olmayı senden dana çobanı bile olmaz.

Pardon ne diyorum ben.

Ne çobanlar gördüm ki cebinden nice kaymakamlar nice valiler çıkarır.

Ey kaymakam çobanlara ayıp oldu.

Senden turşu bile olmaz!

Bizim kaymakam da radara girmiş!

Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulisi Arat bu göreve ilk geldiği hafta medyatik olmuştu.

Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında türbanlı bir imam-hatip öğrencisine teşekkür belgesi vermek isterken öğrencinin 'namahrem' diyerek Kaymakam Arat'a elini vermemesi medyada geniş yer tutmuştu.

*

Bu günlerde ise sosyal medyadan Facebook hesabını çok aktif kullanan Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulisi Arat bir takım sanatçı ve siyasileri hedef alan küfürlü, ırkçı paylaşımlarda bulunarak dikkat çekti.

İşte Kaymakam Arat'ın bazı paylaşımlarından örnekler;

...“Alçak şerefsiz, o pozu verip hangi yüzle bu ülkeye geri dönüp kürsüde yemin de ediyorsun. O haritaları en zayıf zamanlarımızda dahi kıvırıp gereğini yaptık. Şimdi heveslenme onlara ne olduysa sana da olur”

... “Kaşarı ve şahsiyetsizi televizyonlarımızda görmek istemiyoruz” diyor.

*

Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulisi Arat zannediyorum bu paylaşımları üst üste şehit haberleri geldiği günlerde yaptı.

O günlerde olsa bile bir kaymakamın küfür dolu, taciz dolu, ırkçı söylem dolu nefret uyandırıcı paylaşımda bulunması doğru değil.

Tamam kaymakam beyin belli ki milliyetçi damarı tutmuş ancak unutmamalı ki HDP'ye oy veren 6 milyondan fazla insan da yurttaşımız.

Yine unutmamalı Mustafa Hulisi Arat'ın kaymakam olduğu Büyükçekmece ilçesinden HDP'ye 9799 oy çıkmış.

Kaymakam bey bu dokuz bin yedi yüz doksan dokuz kişinin de kaymakamı.

Beğenirsiniz beğenmezsiniz, oy tercihleri A partisine olur, B partisine olur.

Ancak inkar edilemeyecek bir gerçek var ki Cumhuriyet ülkelerinde her yurttaş aynı haklara sahiptir!