Mehmet Mert
Kılıçdaroğlu ve Kurtulmuş'un mesajlarından anladığım
Yayınlanma:
Geride bıraktığımız pazar günü sabah Gürpınar eski Belediye Başkanı Velittin Küçük'ün davetlisi olan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'u Kaya Ramada Otel'de dinledim.
Öğlen Ataşehir'de Kars Ardahan Iğdır dernek ve federasyon yöneticileri ile buluşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu dinledim.
Birisi referandumda 'EVET'i savunan tarafın önemli ismi diğeri 'HAYIR'ı savunan tarafın en önemli ismi.
Her iki ismi de dinleyerek kararsız bir seçmen olsam yine karar vermekte zorlanırdım.
*
Mesela Numan Kurtulmuş'tan az örnek verelim.
-Bir daha koalisyonlar olmasın.
-Geçmişte Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit'te olduğu gibi, Süleyman Demirel ile Tansu Çiller'de olduğı gibi, Turgut Özal ile Mesut Yılmaz'da olduğu gibi cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden koca bir ülke zarar görmesin.
-Darbeler yaşanmasın.
-Hükümetler kısa sürede kurularak göreve başlasın.
...
Gibi şeyleri sıralayarak bunlar olsun istemiyorsanız kesinlikle referandumdan evet çıkması gerekiyor diyordu Kurtulmuş.
Demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından, basın özgürlüğünden, engellilerden, kadın haklarından, emekten, hukuktan, adaletten, işsizlikten yana tek bir mesajı olmadı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un...
*
Gelelim CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasına.
-Başbakan ile cumhurbaşkanı aynı partiden olmasın, rekabet olsun, demokratik ortam ve yönetim olsun istiyorsanız.
-Önünüze getirilmeye çalışılan bu sistemin sizlere daha refah bir ortam, daha özgür bir ortam, daha çağdaş bir ortam, daha huzurlu bir ortam getireceğine inanmıyorsanız.
-Freni olmayan, rotası olmayan, şöförüne güvenmediğiniz bir otobüse çocuklarınızı bindirmeyi göze almıyorsanız.
-Hukukun üstünlüğü devam etsin, daha özgür bir ülkemiz olsun, daha demokratik bir ortamımız olsun diyorsanız.
-Barış içerisinde, huzur içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşayalım diyorsanız.
... Gibi şeyleri sıralayarak “Bunlar olsun istiyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız referandumda” diyordu Kılıçdaroğlu.
*
Şimdi sizlere soruyorum.
Referandum öncesi kararsız bir seçmensiniz ve oy kullanmadan bu iki önemli ismi karar vererek kararınızı belirleyeceksiniz.
Kararınız ne olur; evet mi hayır mı?
Benim fikrimi merak ediyorsanız ben her iki ismin de konuşmasından hiçbir sonuç çıkarmadım.
Sokaktaki insanlar ne konuşuyorsa bu iki isim de onu konuştu.
Sıradan bir kişi referandum öncesi nelerden bahseder se bu iki önemli isim de onlardan bahsetti.
*
Peki hemen önerimizi getirelim.
Nelerden bahsetmek gerek.
Evet tarafının varolan sistemin yerine getirilecek sistemi anlatacağı için işi daha zor.
İyi de her defasında varolan sistemi kötülemenin bir anlamı yok değil mi.
Sizler de biliyorsunzu ki; bir yanlış defalarca anlatılırsa doğru hissi, bir doğru defalarca anlatılırsa yanlış hissi uyandırır.
Evet tarafının her seferinde mevcut sistemi kötülemesi ve karalaması gibi, 'hayır' tarafı da her defasında referandumdan evet çıkarsa 24 saatte ülke elden gidebilir tavrı sık sık kullanıldıkça doğru bir eleştiri bile olsa etkisini azalttığı gibi sıradanlaşacağı için önemsizleşebilir.
*
Bir diğer taraftan;
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, Güngören'de katıldığı bir toplantıda kürsüye, İzmir Marşı’nın sözlerini "Trabzon'un dağlarında çiçekler açar. Yaşa Süleyman Soylu Paşa.." şeklinde değiştirip söylendiği...
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Misak-ı Milli dergisi önsözünde yazdığı; “Musul, Kerkük, Halep, Batı Trakya, Batum, Kıbrıs, adaların bir bölümü Misak-ı Milli ile kabul edilir. Kurtuluş Savaşımızın ardından cumhuriyetimizi kurarken, maalesef, Misak-ı Milli sınırlarımızdan daha azına razı olmak zorunda kaldık...” Şeklinde yazarak Cumhuriyet’i kuranları eleştirdiği gibi...
Bu toplumun yüzyıldır kabullendiği, inandığı değerleri değersizleştirerek seçimlerde başarı elde edilse bile bu başarı hiçbir zaman toğlumun çoğunluğu tarafından kabul görmez.
*
Hayır tarafının da sık sık, bel altı vurmaları ile, sanal eleştirileri ile, uçuk kaçık kurgular ile yine bu toplumda önemli bir karşılığı olan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenmeleri her defasında ters teptiği gibi referandumda da ters tepebilir ve bu durum da sonuçlara yansıyabilir.
Tabi ülke genelinde hayır afiş, duyuru, ilan, panel, söyleşilerinin yasaklanması, sabote edilmesi, yırtılması atılması da aynı şekilde sandıklarda başka türlü bir karşılık görebilir.
*
Neyse bugünkü yazımızı isterseniz şöyle tamamlayalım; madem millet son sözü söyleyecek, o zaman milletimizin söyleyeceği söze, vereceği karara, çıkaracağı sonuca, oylayacağı seçeneğe şimdiden Eyvallah...
Öğlen Ataşehir'de Kars Ardahan Iğdır dernek ve federasyon yöneticileri ile buluşan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu dinledim.
Birisi referandumda 'EVET'i savunan tarafın önemli ismi diğeri 'HAYIR'ı savunan tarafın en önemli ismi.
Her iki ismi de dinleyerek kararsız bir seçmen olsam yine karar vermekte zorlanırdım.
*
Mesela Numan Kurtulmuş'tan az örnek verelim.
-Bir daha koalisyonlar olmasın.
-Geçmişte Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit'te olduğu gibi, Süleyman Demirel ile Tansu Çiller'de olduğı gibi, Turgut Özal ile Mesut Yılmaz'da olduğu gibi cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki anlaşmazlıklar yüzünden koca bir ülke zarar görmesin.
-Darbeler yaşanmasın.
-Hükümetler kısa sürede kurularak göreve başlasın.
...
Gibi şeyleri sıralayarak bunlar olsun istemiyorsanız kesinlikle referandumdan evet çıkması gerekiyor diyordu Kurtulmuş.
Demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından, basın özgürlüğünden, engellilerden, kadın haklarından, emekten, hukuktan, adaletten, işsizlikten yana tek bir mesajı olmadı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un...
*
Gelelim CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasına.
-Başbakan ile cumhurbaşkanı aynı partiden olmasın, rekabet olsun, demokratik ortam ve yönetim olsun istiyorsanız.
-Önünüze getirilmeye çalışılan bu sistemin sizlere daha refah bir ortam, daha özgür bir ortam, daha çağdaş bir ortam, daha huzurlu bir ortam getireceğine inanmıyorsanız.
-Freni olmayan, rotası olmayan, şöförüne güvenmediğiniz bir otobüse çocuklarınızı bindirmeyi göze almıyorsanız.
-Hukukun üstünlüğü devam etsin, daha özgür bir ülkemiz olsun, daha demokratik bir ortamımız olsun diyorsanız.
-Barış içerisinde, huzur içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşayalım diyorsanız.
... Gibi şeyleri sıralayarak “Bunlar olsun istiyorsanız 'hayır' oyu kullanacaksınız referandumda” diyordu Kılıçdaroğlu.
*
Şimdi sizlere soruyorum.
Referandum öncesi kararsız bir seçmensiniz ve oy kullanmadan bu iki önemli ismi karar vererek kararınızı belirleyeceksiniz.
Kararınız ne olur; evet mi hayır mı?
Benim fikrimi merak ediyorsanız ben her iki ismin de konuşmasından hiçbir sonuç çıkarmadım.
Sokaktaki insanlar ne konuşuyorsa bu iki isim de onu konuştu.
Sıradan bir kişi referandum öncesi nelerden bahseder se bu iki önemli isim de onlardan bahsetti.
*
Peki hemen önerimizi getirelim.
Nelerden bahsetmek gerek.
Evet tarafının varolan sistemin yerine getirilecek sistemi anlatacağı için işi daha zor.
İyi de her defasında varolan sistemi kötülemenin bir anlamı yok değil mi.
Sizler de biliyorsunzu ki; bir yanlış defalarca anlatılırsa doğru hissi, bir doğru defalarca anlatılırsa yanlış hissi uyandırır.
Evet tarafının her seferinde mevcut sistemi kötülemesi ve karalaması gibi, 'hayır' tarafı da her defasında referandumdan evet çıkarsa 24 saatte ülke elden gidebilir tavrı sık sık kullanıldıkça doğru bir eleştiri bile olsa etkisini azalttığı gibi sıradanlaşacağı için önemsizleşebilir.
*
Bir diğer taraftan;
- İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için, Güngören'de katıldığı bir toplantıda kürsüye, İzmir Marşı’nın sözlerini "Trabzon'un dağlarında çiçekler açar. Yaşa Süleyman Soylu Paşa.." şeklinde değiştirip söylendiği...
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Misak-ı Milli dergisi önsözünde yazdığı; “Musul, Kerkük, Halep, Batı Trakya, Batum, Kıbrıs, adaların bir bölümü Misak-ı Milli ile kabul edilir. Kurtuluş Savaşımızın ardından cumhuriyetimizi kurarken, maalesef, Misak-ı Milli sınırlarımızdan daha azına razı olmak zorunda kaldık...” Şeklinde yazarak Cumhuriyet’i kuranları eleştirdiği gibi...
Bu toplumun yüzyıldır kabullendiği, inandığı değerleri değersizleştirerek seçimlerde başarı elde edilse bile bu başarı hiçbir zaman toğlumun çoğunluğu tarafından kabul görmez.
*
Hayır tarafının da sık sık, bel altı vurmaları ile, sanal eleştirileri ile, uçuk kaçık kurgular ile yine bu toplumda önemli bir karşılığı olan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklenmeleri her defasında ters teptiği gibi referandumda da ters tepebilir ve bu durum da sonuçlara yansıyabilir.
Tabi ülke genelinde hayır afiş, duyuru, ilan, panel, söyleşilerinin yasaklanması, sabote edilmesi, yırtılması atılması da aynı şekilde sandıklarda başka türlü bir karşılık görebilir.
*
Neyse bugünkü yazımızı isterseniz şöyle tamamlayalım; madem millet son sözü söyleyecek, o zaman milletimizin söyleyeceği söze, vereceği karara, çıkaracağı sonuca, oylayacağı seçeneğe şimdiden Eyvallah...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.