Kılıçdaroğlu'na mermi atmakla suçlanan İrfan Cengiz ile konuştum...

 Her gün ülkemizi yasa boğan şehit haberlerinin acısı yetmiyormuş gibi bu acılar üzerinden bir birimize vurmalar, hakaretler, suçlamalar, kalp kırmalar da cabası.
Evet ateş düştüğü yeri yakar ama bu ateşler üzerinden siyaset yapana, yaptırana, beslenene, çıkar amaçlayana da yazıklar olsun.
Lanet olsun.
Ayıplar olsun.

***
Önceki gün Vezneciler olayında şehit düşen polislerin Fatih Camii'nde düzenlenen cenaze töreninde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na boş mermi kovanı atmakla suçlanan İrfan Cengiz ile dün konuştum.
İrfan Cengiz yaşanan patlamada hayatını kaybeden şehit polis Gökhan Topçu'nun dayısı.
Benim 20 yıldan fazladır tanıdığım, ailecek tanıştığımız, babası ile arkadaş olduğum bir kişi.
Daha önce İlker Gürbüz'ün AK Parti Büyükçekmece ilçe başkanlığı döneminde (Sanırım 2007 yılları) ilçe yönetimindeydi.
Son derece saygılı, beyefendi, nazik, vatansever, kendi işinde gücünde bir genç İrfan Cengiz.
Öncelikle adının böyle bir olayla anılmasına bir komşusu olarak üzüldüğümü de belirtmeliyim.

***
İrfan dün bana aynen şunları anlattı;
Yirmi iki sene öz çocuğum gibi büyüttüğüm yeğenimin o alçakça patlamada şehit düştüğü haberini aldım. Ardından oradan Adli Tıp’a koştum, gasilhane taşının üzerinde kendi ellerimle cansız bedenini yıkadım, acılar içerisinde cenaze merasimine koştum.
Törende Başbakanımız Binali Yıldırım'ın kulağına eğilerek; “terörle mücadele konusunda sakın geri atmayasınız” dedim.
Başbakan bana eğilmedi, ben Sayın Başbakanın yanına sokularak bu sözü söyledim.
Bu yaşanan olaylarda hükumet kanadının kesinlikle hiçbir etkisi olmamıştır, olamaz da.
Benimle aynı şekilde şehitlerinin cenazesini gasilhane taşının üzerinde yıkayan dört kişi yine benimle karakolda sabahladılar.
Şimdi ben sizlere soruyorum. Bizi ancak bütün bunları yaşayanlar anlar. Gerisinin anlaması mümkün değildir. Bütün bunları yaşayan birisi varsa gelsin ben onunla konuşmaya varım. Başka da söyleyeceğim şey yoktur...


***
İrfan Cengiz'in azığından çıkanlar bunlar.
Mermiyi gerçekten sen mi attın?
Neden attın?
Nasıl attın?
Ne hissederek attın?
Niye bir başkası değil Kemal Kılıçdaroğlu?
Gibi sorularıma cevap vermedi.
Attım veya atmadım da demedi.
Bu durum zaten adliyelik oldu konuşamam demekle yetindi.
Ben de fazla ısrar etmedim.

***
Türkiye terörün kökünü kazıyalım derken bambaşka bir kutuplaşmaya doğru gidiyor ne yazık ki.
Hiç bu kadar ortadan ikiye bölünmemiştik.
Hele şu sosyal medya yok mu, anında organize olunuyor, anında saldırılar başlıyor, anında hakaretler havada uçuşuyor.
Dün ben de Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafını profilimden paylaşarak yapılan protestonun yanlış olduğunu söylemeye çalıştım.
Aman Allah'ım sen misin paylaşan.
Yok milletvekili adayı olacakmışım da, yok Kılıçdaroğlu merkezli siyaset yapıyormuşum da, yok daha neler, daha neler.

***
Arkadaşlar birazcık vicdan sahibi olun, akıl sahibi olun, fikir sahibi olun.
Bu ülkenin 12 buçuk milyon insanının oy verdiği bir kişiden bahsediyoruz.
Bu kişi bu ülkenin ana muhalefet partisi genel başkanı.
Siz bu kişiyi de terörist ilan ederseniz, aynı zamanda 12 milyon kişiye de aynı haksızlığı yapmaz mısınız?
Bu kişi ne yapmış, devletin, hükumetin terörle mücadele yöntemini eleştirmiş, ben teröristleri de hastanede ziyaret ettim demiş.
Ne var bunda.
Savaşta bile yaralı düşmana yardımcı olmak insani görev değil mi?
Önemli olan o teröristleri dışlayıp kötü amaçlıların kucağına atmak değil.
Büyük devletler ve büyük akıllar küçük işlerle uğraşmaz.
Büyük ülkeler aklını kullanarak, gücünü kullanarak, imkanlarını kullanarak terörisleri bile kendi lehlerine çevirici politika geliştirip bütün düşmanları yenmesini, yok etmesini, ezip geçmesini bilirler.

***
Ben bazıları gibi bu tür eylemler merkezden yönetiliyor demiyorum.
Çünkü bu lafı etmem için elimde kanıt olması gerekiyor.
Sizlerde elinizde kanıt olmadan sallamayın, atmayın, suçlamayın.
Ancak ben; Dolmabahçe -Kandil-Oslo-HDP-İmralı ekseninde neler oldu, neler konuşuldu diye soruyorum.
Bu görüşmelerin gün yüzüne çıkması gerektiğini belirtiyorum.
Hadi hep beraber CHP'yi yok edelim.
HDP'yi yok edelim.
MHP'yi yok edelim.
Bu partilere oy verenleri ülkeden sürelim.
O zaman Türkiye huzura mı kavuşacak zannediyorsunuz.

***
Bakın arkadaşlar AK Parti bu ülke menfaatlerini ne kadar düşünüyorsa emin olun diğer siyasi partilerimizde en az AK Parti kadar bu konuda aynı fikirdedir.
AK Parti'yi büyütmenin yolu diğer siyasi partileri yok saymakla olmaz.
Türkiye'nin refaha, huzura ve barışa ulaşmasının yolu da tek partili rejimin güçlü olmasıyla gerçekleşemez.
Şayet biz el ele, kola kola, barış içerisinde, huzur içerisinde, refah içerisinde yaşayacak bir ülkeye sahip olmak istiyorsak bu ülkenin bütün değerlerine sahip çıkarak ve bu değerleri insani ölçülerde eşitçe paylaşarak ancak bunu gerçekleştirebiliriz.
Yoksa bu ülkenin daha fazla can kaybı vermesine artık tahammülümüz kalmadı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi