IŞİD Kobani’yi ele geçirmeğe çalışıyor.

Kobani taraftarları yanı sıra Kobani bir Kürt kenti olduğu için Türkiye’deki ‘Kürt Milliyetçileri’ veya PKK sempatizanları Kobani’yi vermeyiz diyerek ayaklanmaya başladılar.

Ayaklanma adı altında ‘Kobani düşerse iç savaş çıkar, ihtilal olur’ diyen Abdullah Öcalan’dan da cesaret alan PKK sempatizanları Vandalizm’e başladılar.

Vandalizm denince Türkiye’de önce İstanbul, İstanbul’da ise son yıllarda ilk akla gelen yer Esenyurt boy göstermeye başlıyor.

Günlerdir İŞİD Kobani’ye Vandalizm sevdalıları ise Esenyurt’ta halkın mallarına ve devletin mallarına saldırıyor.

Ülke genelinde şimdiye kadar 21 kişi yaşamını yitirirken dün akşam Esenyurt’ta 2 kişi daha canından oldu.

Anlatılanlara bakılırsa ikisi de olaylarda baş gösterdiği için Esenyurt’a inen jandarma tarafından öldürüldü.

Zaten sonunda olacağı bu.

Başröl oynayanların öldürülmeye başlamasıyla ülke insanlarının bir birine girmesi ve daha ötesi belki de İÇ SAVAŞ!

 

Bugün Kobani yarın başkası!



Aslında sebep tek başına Kobane’ye IŞİD’in saldrıması değil tabiî ki.

Bugün Kobani yarın başka şey.

Mesele çok açık ve seçik.

Türkiye fazla güçlenmesin.

Ülke karışsın.

Ülke insanı huzursuz olsun.

Ekonomi ters gitsin.

Siyaset karışsın.

İstikrar sağlanmasın.

Daha güçlü ve sağlıklı bir ülke yerine yarası olan, ekonomisi çökmüş insanları huzursuz bir ülke karşımızda bulunsun.

Kimin karşısında; başta ABD olmak üzere dünyaya hakim olmayı bırakmayan diğer müttefiklerinin.

 

İki Demirtaş arasında fark var!




12. Cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman yaptığı konuşmalarla oylarını artıran ve partisi HDP’ye sempati ile bakılmasını sağlayan Selahattin Demirtaş'ın bu olaylar sonrası yaptığı konuşma ile Cumhurbaşkanı adayı olduğu zaman yaptığı konuşmaya bir bakın.

Aradaki kocaman farkı göreceksiniz.

Dün; barıştan, sevgiden, kardeşlikten, demokrasiden bahseden Demirtaş gitti.

Bugün; halkın sokağa çıkmasını isteyen, yakıp yıkmasını normal karşılayan, adeta tehdit savuran bir Selahattin Demirtaş görüyoruz maalesef.

 

Bakın mesela Esenyurt’a bakınca Türkiye’yi görmek çok basit.

Seçim sonuçları da öyledir aşağı yukarı.

Ak Parti % 50’lerde, CHP %30’larda, HDP % 30’larda seyreder çoğunlukla.

Çünkü Eseyurt bir Türkiye mozaiğidir.

Hemen hemen her kültür yaşar Esenyurt’ta.

Lazı, Rumelisi, Kürtü, Çerkezi, Alevisi.

Tabi Kürt’ü biraz fazladır Esenyurt’un.

İstanbul’da anca burada yer tutmuşlardır kendilerine.

Zira Esenyurt birazda onları kucaklamıştır.

Bağrına basmıştır zaman zaman.

İşte şimdi o Kürtler arada bir sokağa iniyor.

Yakıp yıkıyor.

Tek başlarına değiller tabiî ki.

Dışarıdan destekçilileri de var.

Ama onlarda arada bir istiyorlar şehir hareketlensin.

Mesel ilçede siyasetin gidişatına da bu vatandaşlar yön verirler.

Kimi destekleseler yerel seçimi o parti kazanıyor.

Ben de bu yüzden diyorum ki; Esenyurt’u çözerseniz Türkiye’yi çözersiniz.

Hükümet ve devletimiz Esenyurt’u acilen masaya yatırmalı.

Sağduyuya davet!

 

Aslında çok basit söylem.

Sağduyuya davet!

İyi de ortada sağduyu yok ki!

Yakan, yıkan, haykıran bir zümre varken nasıl sağduyulu olacaksın!

Yine de sağlıklı düşünmekte fayda var.

Kürt milliyetçileri gibi son yıllarda Türk milliyetçileri de şiddet içeren görüntülere girseydi çoktan iç savaş çıkar ardından da yine ihtilal günleri yaşardık.

Bunları da isteyenlerimiz az değil.

Bu emellere sahip olanları haklı duruma düşürmemek için.

Ülkemiz insanlarının refahı ve huzur için.

Türkiye’nin güçlü bir devlet olarak sonsuza kadar yaşaması için.

Duygularımız ile değil aklımız ile hareket etmeliyiz.