Moskova’da hava soğuk yaşam sıcak...


 

Geride bıraktığımız hafta sonu avukat arkadaşım Mustafa Engin’in misafiri olarak Rusya’nın başkenti Moskova’ya gittim.

29 – 30 Kasım ve 1 Aralık 2014 gününü kapsayan bu üç günlük gezide Moskova’da küçük bir fabrikası da olan Mustafa arkadaşım inanılmaz rehberlik ve misafirperverlik göstererek bu kısa sürede o soğuk havada neredeyse Moskova’nın tozunu attırdı bize.

 


 

Rus hava yolu ile yaklaşık dört saat süren uçak yolculuğu sonrası vardık Moskova’ya.

Önde beni müthiş bir soğuk karşıladı.

Allah’tan  hazırlıklıydım ve kalın giymiştim yoksa daha çok üşüyecektim.

Kaldığımız otel Belaruska bölgesindeydi. Bu arada Rusya’da bizdeki ilçe yerine çoğunlukla bölge kullanılıyor. Büyük bölge küçük bölge gibi.

Nazım Hükmet’in mezarı, Kievista bölgesi, Kremlin Sarayı ve Kızıl Meydan (bunlar zaten bir yerdeler), Eski Arabat, Kurtarıcımız İsa Kilisesi, Moskova nehri, Simolenskaya, Maraşal Jukov heykeli (çok büyük bir at üzerinde heykel), 2.Dünya Savaşı’ndaki şehit anıtları, sönmeyen alev (bu alevi söndürene 20 yıl hapis cezası var), Propekt Mira, aklımda kalan gezdiğimiz yerlerden bazıları.

Sabah saat sekizde uyanarak yarım saat kahvaltı ve hoop metro ile doğru geziye.

Hava eksi 10-15 derece. Çok kalın giymeme rağmen üşüyorum ama tatlı bir üşüme. Çocukluğumun geçtiği Kars’tan alışığım soğuk ayaz havalara.

 

***

Biraz Rusya Federasyonu ile de bilgi verirsek.

Doğu Avrupa ile Kuzey Asya'ya yayılmış olan Rusya Federasyonu 17,075,400 km²'lik yüzölçümü ile dünyanın en geniş ülkesi. Dünya haritasını açıp baktığınızda, ülkenin ne kadar büyük olduğuna şaşırmamanız mümkün değil. Nüfus sıralaması olarak ise dünyada sekizinci. 60 farklı etnik grubun yaşadığı Rusya Federasyonunun nüfusu 150 milyon, bunun 120 milyonunu Ruslar oluşturuyor.

Rus alfabesi 33 harften oluşuyor. Görünüm olarak da ses olarak da Türkçeye yakın 6 harf bulunuyor. (A, E, K, M, O, T) Görünüm olarak batı ve Türk alfabeleriyle aynı olup ses olarak farklı 6 harf daha bulunuyor. (B, H, P, C, Y, X) Geriye kalan tüm harfler batı ve Türk alfabelerinde yer almayan, farklı biçimde yazılan harfler.

 



Moskova giderek büyüyen devasa bir kent. Resmi rakamlar 12 milyon insanın yaşadığını belirtse de gayri resmi rakamlar 17 milyona yakın insanın bu kentte yaşadığını söylüyor. Modern başkent Moskova, Rusların yaşamının her açısından merkezi.

Tolstoy Savaş ve Barış'ta her Rus'un Moskova'yı kendi annesi gibi gördüğünü yazmış. Başkent Moskova, hem Rus Ortodoks Kilisesinin merkezi hem de Rus sanat ve mimarisinin toplandığı yer olarak, bu ulusun kalbini oluşturmakta.

Moskova son yıllarda hızlı bir şekilde gelişmiş. Komünizm sonrası dinamizm ve değişim inanılmaz boyutta olmuş. Moskova'da yollarda lüks otomobilleri ve her köşe başında Avrupalı markaların görkemli mağazaları ile şık ve pahalı restoranlarını görüyorsunuz.


Moskova metrosu müthiş!

 

30 yıldır İstanbul’da yaşıyorum. En az 10 yılda bindiğim kadar bu 3 günde metroya bindim.

10 hat ve 180 istasyondan oluşan Moskova metrosu günde 10 milyon yolcu taşıyor. Bu rakamlar Londra ve New York metrolarını aşan rakamlar. Moskova Metrosu başlı başına bir sanat yapıtı. Metro istasyonlarının salonları ve platformları; gösterişli avizeleri, heykelleri ve mozaikleriyle minyatür sarayları andırıyor. "Metro mu müze mi?" kararsız kalıyorsunuz. Ayrıca oldukça işlek ve işlevsel bir metro ağına sahip.

 

Kentin cadde ve sokakları aslında ilk baktığınızda size İstanbul’un şehir dışı yapılarını anımsatsa da binaların neredeyse tamamı sanatsal şaheser gibi görülüyor.

Soğuk havadan dolayı zaten sokaklarda insan görmek hatta canlı görmek çok güç.

Market ve mağazaların önünde tek ürün tabela bulamazsınız.

Restaurant, mağaza, marketlerin tamamı bizim Dolmabahçe Sarayı’nı anımsatır gösterişli yapısı içerisinde.

Dışarıdan baktığınızda saray gibi görüyorsunuz.

Binanın içerisine girdiğinizde son derece düzenli ve disiplinli bir stant eşliğinde ürünler sizi bekliyor.

Kış aylarında eksi 40-45 derece soğuğa rağmen sağlam yapılı binalar sayesinde dışarıda palto ile dolaşan halk içerde neredeyse yazlık kıyafetlerle bile yaşamakta.


 

Votka!

 

Moskova veya Petersburg'tan söz ederken hep "beyaz geceler" ifadesini duyarız. Güneşin nerdeyse hiç batmadığı aydınlık günler. Tabi ki bu yaz ayları için geçerli. Kışın ise tam tersi oluyor. Kışa girerken güneş saat 9'da doğmaya başlıyor, havanın aydınlanması saat 10'u buluyor. Saat 15'de ise hava kararmaya başlıyor ve bir saat sonra tamamen karanlık oluyor.

 


 

Adamların cafelerinde lokantalarında alkol serbest.

Hamburgeri bile votka eşliğinde götürüyorlar.

Rusya 14 ve 15. yüzyıldan itibaren üretilmekte olan votkasıyla ünlüdür. Moskova votkası bütün votkalar içinde her zaman en kalitelisi olarak kabul edilmektedir. Rus votkası tahıldan yapılıyor. Yapımında çoğunlukla buğday kullanılsa da çavdardan yapılanları da bulunuyor.

Votka Rusya'da geleneksel olarak susuz içiliyor. Küçük bardaklarda servis yapılıyor ve beraber olunan grupla kadeh kaldırılıp fondip yapılıyor. Bu eğlenceye katılmamak ise hakaret olarak kabul ediliyor. Hele bizim ülkemizde yapıldığı gibi herhangi bir başka içecekle karıştırmak ise ihanetle eş tutuluyor.


  

Yemeklerini sevmedim!

 

Üç günde en sevmediğim özellikleri yemekleri.

Belki de benim mide problemimden dolayıdır. Sadece fast food lokantalar da karnımı doyurabildim. Lokantalarda en yaygın çorba Mustafa arkadaşımın da sevdiği "borşç" çorbası.  Ama Moskova’ya ilk indiğimizde bir kaşık aldım burada aç kalacağımı anlayarak eyvah dedim.

 

Moskova'ya geldiğiniz ilk günlerde kadınların güzelliği dikkatinizi çekecek. Büyük alışveriş merkezlerinde gezerken bu kadar güzel kadını bir arada görünce "acaba bir yerlerde defile mi var niye bu kadar manken burada" diye düşündüğünüz oluyor.

 


 

Moskova Tokyo'dan sonra dünyanın en pahalı ikinci kenti. Özellikle de konaklama masrafları oldukça yüksek. Oteller 200 dolardan başlıyor. Birkaç kişi birlikte Moskova'ya geldiyseniz en ekonomik yöntem ev kiralamak.

Su ısıtma sistemleri!

 

Moskova'ya uçakla inerken kentin her yerine yayılmış bacalarından dumanlar tüten büyük fabrikaları görüyorsunuz. Kenti gezerken de bu büyük fabrikalara merkezde bile rastlıyorsunuz. Kentin ortasında fabrikanın ne işi var diye düşünürken, bunların ısıtma ve sıcak su merkezleri olduğunu anlıyoruz. Bacalardan çıkan dumanlar da su buharı. Moskova'da toplu ısıtma sistemi kullanılıyor. Moskova'da her semtin merkezi bir ısıtma sistemi bulunuyor. Sıcak su apartmanlara ve dairelere kadar yeraltından geliyor. Bu kadar soğuk bir mevsimde bile evlerin içi sıcacık.

 

En kısa sürede yine gideceğim!

 

Avukat Mustafa Engin arkadaşım Rusya’da birkaç girişimde daha bulundu.

Hem o işlerini büyüttükçe hem ben fırsat buldukça Moskova’ya yine gitmeyi planlıyorum.

Sadece Moskova’ya değil fırsat ve imkanı olanın bence en güzel yapacağı şey gezmek, görmek, öğrenmek ve yeni yerler yeni işler yeni insanlar keşfetmek.

Hadi bakalım sizi de bekleriz!

 

 

twitter.com/MehmetMert1

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Mert Arşivi