Mehmet Mert
Şeytan
Yayınlanma:
Türk Dil Kurumu'nda; Hz. Âdem'e secde etmediği için cennetten kovulan, insanları Allah'ın emirlerine karşı kışkırtan, kötülüğe yönelten cin, iblis, kötü düşünceli, kötü niyetli kimse, çok kurnaz, uyanık... diye yazıyor.
Din kitaplarında isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen, insanları aldatarak doğru yoldan çıkarmaya, onlara Tanrı’yı unutturmaya çalışan varlık, insanın içinde bulunan kötü düşünce, kötü niyet, diye tarif edilir.
Aslında nereden bakarsanız bakın 'şeytan' denince akla ilk gelen şeyler; yalan, haram, art niyet, kötü düşünce, kaçak gibi edepsiz işler.
*
Şeytan azapta!
Şeytana uyma!
Şeytan ayrıntıda gizli.
Şeytan diyor ki.
Sık sık kullandığımız 'şeytan' ile ilgili kalıplar.
Bir de rahmetli Çetin Altan'ın yıllarca yazığı köşe yazısının adı vardı; Şeytanın Gör Dediği.
*
İşte o şeytan gel zaman git zaman 1989 yılında, 103 gol atıp rekor kırdığında Fenerbahçe'de 8 numaralı forma ile oynayan Rıdvan Dilmen'in lakabı oldu.
Ne ilginçdir ki 'şeytan' lakabı ile anılan kişi, cennetin kapısındaki melek anlamı taşıyan Rıdvan ismini taşıyor. Nazilli'de başlayan Sarıyer'de devam eden futbol hayatında Fener'e gelmeden gitti trasferini hızlandırmak ve piyasayı artırmak için Galatasaray forması da giydi. O zaman (1988 yılında)Galatasaray forması giyen Tanju Çolak 'Hayatımda hiçbir futbolcuya küfür etmedim ama Rıdvan'a edeceğim. Geldi bizimle anlaştı. Sözleşti. Kapora aldı sonra Fener'e gitti' demiştir.
Daha sonra defalarca sakatlanan Rıdvan sezonda en fazla 5-6 maçta oynuyordu ama en çok konuşulan futbolcu oluyordu.
Derken hayal ettiği gibi Fenerbahçe'de jubile yaparak futbolu noktaladı.
Üstelik çok az adama nasip olan, jubilesinde gol atma şansı yine Rıdvan'a vurmuştu.
Bir ara teknik direktörlük de yaptı Rıdvan.
Özellikle Vanspor'da önemli başarılar elde etti.
Ve yarım sezon olsa bile, Fenerbahçe'de teknik direktör yapma şansı da yakaladı Rıdvan.
*
Sonra televizyon yorumculuğuna ve köşe yazarlığına başladı. Bir ara Lig TV'nin maaşlı kadrolu yorumcusu iken gitti NTV'de maç anlattı.
Lig TV yönetimi ise bu durumun prensiplerine ters olduğunu söyleyerek Rıdvan'ı kovdu.
Oysa Rıdvan daha kovulmadan NTV ile çoktan anlaşmıştı.
Tıpkı Fener'e gelmeden Galatasaray forması giydiği gibi Rıdvan bu pazarlıkları yapmakta tecrübe edinmişti.
Belki de bu tecrübeler sayesinde NTV'den elde ettiği yıllık kazancı birçok ünlü futbolcunun kazancından daha fazla olmuştur hep.
*
Bugünlerde ise önce daha federasyon seçimlerine yaklaşık 2 yıl süre olmasına rağmen, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na (Yıldırım Demirören'in başkanlığını yaptığı) adaylığını açıkladı Rıdvan Dilmen.
Tam acaba falan diyorduk ki o Rıdvan, dün sosyal medyadan gönderdiği bir video ile gündeme bomba gibi düştü.
Belli ki organize bir olay, daha yeni açtığı twitter.com/RidvanDilmen07 adresi ile ilk twit olarak bu videoyu atıyordu Rıdvan Dilmen.
Videoda referandumda 'evet' oyu vereceği anlamına gelecek; güçlü bir Türkiye’ye için ben varım sen de var mısın Arda kardeş' diyen Rıdvan'ın bu mesajına Milli futbolcu Arda Turan ve daha sonra da Burak Yılmaz ile şarkıcı Murat Boz destek verdi.
*
Bu video sonrası Fenerbahçe taraftarın da sosyal medyadan takımlarının basketbol maçında Ülker Arena'da hep bir ağızdan söyledikleri 'İzmir'in dağlarında çiçekler açar' şarkısını göndererek bir anlamda Rıdvan Dilmen'e cevap verdiler.
Neyse buraya kadar 'şeytan' ve Rıdvan Dilmen ikileminden bahsetmeye çalıştık.
Şimdi gelelim benim de bir ara sırf o giydiği için amatör futbol oynadığım yıllarda 8 numaralı formayı giymeme neden olan Rıdvan Dilmen'e söyleyeceklerimize.
*
Bildiğim kadarı ile Rıdvan her ne kadar Fenerbahçe'li
olsa da onun futbol yorumlarını diğer kulüp taraftarları da son derece objektif buluyorlar.
Yine bildiğim kadarı ile sırf spora, sanata siyaset bulaşmasın diye insanlar adeta akı karayı seçiyorlar.
Ve tabi bildiğim kadarı ile değil kendisi açıkladığı için, bütün kulüplerin üye olduğu Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na adaylığını açıkladı Rıdvan Dilmen. Bütün bu gerçeklere rağmen çok hassas günler geçirdiğimiz bu günlerde renk vermek, taraf olmak, siyaset yapmak ne kadar doğru Rıdvan hoca.
*
Daha ben; Atatürk'ün 'Ben sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'
sözünden yola çıkarak bir şeyler söylemiyorum bile.
Daha ben; spor, mafya, siyaset üçgeninde dolaşanların, eş kenarlı dik üçgenin iç açılar toplamının dış açılar toplamından daha fazla yer kaplamasından bahsetmiyorum bile.
Daha ben; bir zamanlar el üstünden tutulmalarına, gol kralı olmalarına, birinci sıra vekillikleri apmalarına rağmen, daha önce de siyasete bulaşarak şu anda kaçak yaşayan, ABD'ye sığınan, malı mülkü elden giden, yurttaşlıktan atılmaya maruz kalan isimleri de hatırlatmıyorum bile.
Ve tabi ki daha ben 'şeytan' için Kuran'ı Kerim'de yazılan; ''Allah o şeytana lanet etmiştir. Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. Şeytan,onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez" ifadelerinden de bahsetmiyorum.
*
Ben sadece şunu söylemek istiyorum; bırakalım şeytanı meleği bir tarafa.
Bizler insanız.
Kimimiz biraz az zeki kimimiz fazla.
Kimimiz az akıllı kimimiz fazla.
Kimimiz bu dünyada biraz az belirgin işler bırakırız
kimimiz fazla.
Kimimizin arkasından biraz az ağlayanı olur kimimiz fazla.
Ancak kimimiz var ki tam da en uçta, en zirvede, en yücede, en gözde iken öyle hamleler yaparız ki o hamle bizi ya daha yücelerden yücelere çıkarır.
Ya da cücelerden cücelere düşürür.
Bekleyip göreceğiz.
Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen'in bu hamlesinden sonra biz; 'Şeytan ayrıntıda gizli' sözünü mü yoksa 'Şeytan azapta gerek' sözünü mü kullanacağız... Tabi bir de 'Papaz her gün pilav yemez' var...!
Din kitaplarında isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen, insanları aldatarak doğru yoldan çıkarmaya, onlara Tanrı’yı unutturmaya çalışan varlık, insanın içinde bulunan kötü düşünce, kötü niyet, diye tarif edilir.
Aslında nereden bakarsanız bakın 'şeytan' denince akla ilk gelen şeyler; yalan, haram, art niyet, kötü düşünce, kaçak gibi edepsiz işler.
*
Şeytan azapta!
Şeytana uyma!
Şeytan ayrıntıda gizli.
Şeytan diyor ki.
Sık sık kullandığımız 'şeytan' ile ilgili kalıplar.
Bir de rahmetli Çetin Altan'ın yıllarca yazığı köşe yazısının adı vardı; Şeytanın Gör Dediği.
*
İşte o şeytan gel zaman git zaman 1989 yılında, 103 gol atıp rekor kırdığında Fenerbahçe'de 8 numaralı forma ile oynayan Rıdvan Dilmen'in lakabı oldu.
Ne ilginçdir ki 'şeytan' lakabı ile anılan kişi, cennetin kapısındaki melek anlamı taşıyan Rıdvan ismini taşıyor. Nazilli'de başlayan Sarıyer'de devam eden futbol hayatında Fener'e gelmeden gitti trasferini hızlandırmak ve piyasayı artırmak için Galatasaray forması da giydi. O zaman (1988 yılında)Galatasaray forması giyen Tanju Çolak 'Hayatımda hiçbir futbolcuya küfür etmedim ama Rıdvan'a edeceğim. Geldi bizimle anlaştı. Sözleşti. Kapora aldı sonra Fener'e gitti' demiştir.
Daha sonra defalarca sakatlanan Rıdvan sezonda en fazla 5-6 maçta oynuyordu ama en çok konuşulan futbolcu oluyordu.
Derken hayal ettiği gibi Fenerbahçe'de jubile yaparak futbolu noktaladı.
Üstelik çok az adama nasip olan, jubilesinde gol atma şansı yine Rıdvan'a vurmuştu.
Bir ara teknik direktörlük de yaptı Rıdvan.
Özellikle Vanspor'da önemli başarılar elde etti.
Ve yarım sezon olsa bile, Fenerbahçe'de teknik direktör yapma şansı da yakaladı Rıdvan.
*
Sonra televizyon yorumculuğuna ve köşe yazarlığına başladı. Bir ara Lig TV'nin maaşlı kadrolu yorumcusu iken gitti NTV'de maç anlattı.
Lig TV yönetimi ise bu durumun prensiplerine ters olduğunu söyleyerek Rıdvan'ı kovdu.
Oysa Rıdvan daha kovulmadan NTV ile çoktan anlaşmıştı.
Tıpkı Fener'e gelmeden Galatasaray forması giydiği gibi Rıdvan bu pazarlıkları yapmakta tecrübe edinmişti.
Belki de bu tecrübeler sayesinde NTV'den elde ettiği yıllık kazancı birçok ünlü futbolcunun kazancından daha fazla olmuştur hep.
*
Bugünlerde ise önce daha federasyon seçimlerine yaklaşık 2 yıl süre olmasına rağmen, Futbol Federasyonu Başkanlığı'na (Yıldırım Demirören'in başkanlığını yaptığı) adaylığını açıkladı Rıdvan Dilmen.
Tam acaba falan diyorduk ki o Rıdvan, dün sosyal medyadan gönderdiği bir video ile gündeme bomba gibi düştü.
Belli ki organize bir olay, daha yeni açtığı twitter.com/RidvanDilmen07 adresi ile ilk twit olarak bu videoyu atıyordu Rıdvan Dilmen.
Videoda referandumda 'evet' oyu vereceği anlamına gelecek; güçlü bir Türkiye’ye için ben varım sen de var mısın Arda kardeş' diyen Rıdvan'ın bu mesajına Milli futbolcu Arda Turan ve daha sonra da Burak Yılmaz ile şarkıcı Murat Boz destek verdi.
*
Bu video sonrası Fenerbahçe taraftarın da sosyal medyadan takımlarının basketbol maçında Ülker Arena'da hep bir ağızdan söyledikleri 'İzmir'in dağlarında çiçekler açar' şarkısını göndererek bir anlamda Rıdvan Dilmen'e cevap verdiler.
Neyse buraya kadar 'şeytan' ve Rıdvan Dilmen ikileminden bahsetmeye çalıştık.
Şimdi gelelim benim de bir ara sırf o giydiği için amatör futbol oynadığım yıllarda 8 numaralı formayı giymeme neden olan Rıdvan Dilmen'e söyleyeceklerimize.
*
Bildiğim kadarı ile Rıdvan her ne kadar Fenerbahçe'li
olsa da onun futbol yorumlarını diğer kulüp taraftarları da son derece objektif buluyorlar.
Yine bildiğim kadarı ile sırf spora, sanata siyaset bulaşmasın diye insanlar adeta akı karayı seçiyorlar.
Ve tabi bildiğim kadarı ile değil kendisi açıkladığı için, bütün kulüplerin üye olduğu Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı'na adaylığını açıkladı Rıdvan Dilmen. Bütün bu gerçeklere rağmen çok hassas günler geçirdiğimiz bu günlerde renk vermek, taraf olmak, siyaset yapmak ne kadar doğru Rıdvan hoca.
*
Daha ben; Atatürk'ün 'Ben sporcunun, zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim'
sözünden yola çıkarak bir şeyler söylemiyorum bile.
Daha ben; spor, mafya, siyaset üçgeninde dolaşanların, eş kenarlı dik üçgenin iç açılar toplamının dış açılar toplamından daha fazla yer kaplamasından bahsetmiyorum bile.
Daha ben; bir zamanlar el üstünden tutulmalarına, gol kralı olmalarına, birinci sıra vekillikleri apmalarına rağmen, daha önce de siyasete bulaşarak şu anda kaçak yaşayan, ABD'ye sığınan, malı mülkü elden giden, yurttaşlıktan atılmaya maruz kalan isimleri de hatırlatmıyorum bile.
Ve tabi ki daha ben 'şeytan' için Kuran'ı Kerim'de yazılan; ''Allah o şeytana lanet etmiştir. Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı yandaş edinirse açık bir hüsrana kesinlikle yuvarlanmış olacaktır. Şeytan,onlara söz verir, ümit verip hayal kurdurur, anlamını bilmeden okumaya iter. Ama o, onlara bir aldanıştan başka hiçbir şey vaat etmez" ifadelerinden de bahsetmiyorum.
*
Ben sadece şunu söylemek istiyorum; bırakalım şeytanı meleği bir tarafa.
Bizler insanız.
Kimimiz biraz az zeki kimimiz fazla.
Kimimiz az akıllı kimimiz fazla.
Kimimiz bu dünyada biraz az belirgin işler bırakırız
kimimiz fazla.
Kimimizin arkasından biraz az ağlayanı olur kimimiz fazla.
Ancak kimimiz var ki tam da en uçta, en zirvede, en yücede, en gözde iken öyle hamleler yaparız ki o hamle bizi ya daha yücelerden yücelere çıkarır.
Ya da cücelerden cücelere düşürür.
Bekleyip göreceğiz.
Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen'in bu hamlesinden sonra biz; 'Şeytan ayrıntıda gizli' sözünü mü yoksa 'Şeytan azapta gerek' sözünü mü kullanacağız... Tabi bir de 'Papaz her gün pilav yemez' var...!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.