Mehmet Mert
Yalaka çemberi
Yayınlanma:
Düzlemde sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktaların kümesinin oluşturduğu yuvarlak alana, geometrik şekile çebmber diyoruz.
Bildiğin hilal.
Çemberin çevrelediği 2 boyutlu alana ise daire diyouruz.
Yani iki çember eşittir bir daire.
Peki çember hayatımıza matematikten daha çok nerelerde denk geliyor dersiniz.
Hemen söyleyelim.
Şu çember tarifinde geçen 'sabit bir nokta'ya dikkat ederseniz bu sorunun cevabını bulmak daha kolaylaşır.
O sabit nota kimi zaman bir siyaset adamı, kimi zaman bir bürokrat, kimi zaman bir iş adamı kimi zaman ise sanat veya spor dünyasından ünlü birisi olabiliyor.
*
Sabit nokta çevresine çevrilenler ise üçe ayrılıyor.
Ya, gerçekten o sabir noktaya karşılıksız sevgi besliyorsunuz, ilgi duyuyorsunuz, taktir ediyorsunuz biz buna HAYRAN ÇEMBERİ diyoruz.
Ya, o sabit nokta çevresine toplananlardan bi habersiniz, neler oluyor diye siz de koşuyorsunuz, aval aval bakıyorsunuz, biz buna MERAKLI ÇEMBERİ diyoruz.
Ya da o sabit noktadan beklentileriniz var, menfaatiniz var, biliyorsunuz ki bu çemberin arasında bulunmaz isek bu menfaatlerden olacağız, isteseniz de istemeseniz de o çemberde yer alıyorsunuz biz buna YALAKA ÇEMBERİ diyoruz.
*
Şimdi gelelim bu üç seçenekli çemberlere sabit noktaların yaptıklarına ve yapmaları gerektiğine.
Hayranlık çemberi oluşturanların sabit noktaları için söylenecek fazla bir şey yok. Zira çoğunlukla bu çemberler geçicidir. Çünkü spor, sanat veya siyaset dünyasından, iş aleminden tanınan birisi iseniz o namınız sekteye uğradı mı o çember anında dağılır gider. Burada çok fazla yapılması gereken şey yok. Sadece bu gerçeğin farkına varmak veya ayakları havada uçarak durumu anlamamaktan gelenler gerçeği var.
*
Meraklı çemberinde de sabit noktaların pek fazla yapacakları şeyler yoktur.
Zira insanoğlunun fıtratında vardır merak.
Maç sonucunu merak eder iddiaya girer.
Seçim sonucunu merak eder hayatını ortaya koyar.
Çok fazla ilgi ve alakası olmamasına rağmen uzayda hayatı merak eder durur ama bir tek uzay filmi izlemeden, uzay ile ilgili kitap okumadan, astronot tanımadan bu dünyadan göçer gider.
Kısaca bu seçenekte de sabit noktaların pek yapacağı şey yoktur.
Ne yapsın yani meraklının neden bu kadar meraklı olduğunu mu merak etsin!
*
İşte geldik zurnanın zırt dediği çembere.
Yalaka çemberi.
Bu çember için değil bir makale yazmak, kitaplar yazılır.
Filmler yapılır.
Senaryolar yazılır yine de yalakalık ne anlaşılır ne de anlatılır.
Adeta yalakalık anlatılmaz yaşanır belki de.
Sabit nokta bazen halinden memnundur.
Çevresini çeviren bir grup vardır ve sürekli o ne derse desin desdeklenir.
Nereye gitse hürrraaaa.
Çevresinde o kadar adam.
Kapı açanlar.
Buyur edenler.
Yol gösterenler.
Yemeğini ikram edenler.
Çayını ikram edenler.
Aman Allah'ım.
Bir anda insan üstü itibar görür garibim.
*
Peki nereye kadar bu itibar; ne zamanki o yalaka çemberinden bir tanesinin istediği olmasın, arzusu yerine getirilmesin, o sabit nokta ile ters düşülsün.
İşte o aman 'yandı gülüm keten helva'
Bu defa o yalaka herif gider yerine adeta bir canavar gelir.
Üstelik sabit noktanın attığı her adımı bilen, gittiği yeri, yediği tadı, içtiği suyu, söylemlerini düşüncelerini bilir ya yalaka!
Çok daha acımasızdır artık.
Bel altı vurur.
Diz altı vurur.
Yüz üstü vurur.
Vurur da vurur.
Freni yoktur artık.
*
Demek ki yapılması gereken nedir; çevresi belli çemberlerle çevrilen sabit noktaların hem bu kişileri iyi tanıması gerekiyor.
Hem de bu çemberi çevirenlerin bir gün işleri bitince kendisine ters çember olacaklarını hesap etmesi gerekiyor.
*
Düşünsenize bunlardan çevremizde rastlamak mümkün değil mi?
Bir siyaset adamını düşünün.
Adam bir yere ziyarete gidiyor. Hürraaaaa. Yanında koruması, şöförü, yardımcısı, müdürü, memuru, (belediye başkanı ise) meclis üyesi, ilçe yönetim kurulu üyesi, ilçe başkanı, il yöneticisi...
Bir anda herifin çevresini çeviriyor.
Hele hele bir hasta ziyaretinde bu durum o kadar rezil bir hal alıyor ki sormayın gitsin.
Üstelik bunlar genelde hep aynı adamlardır.
Yüzlere bir bakın anında tam kadro sayarsınız isimlerini.
İnanın Fenerbahçe'nin ilk 11'i çoğu belediye başkanının çevresini çevirenlerden daha sık değişiyor.
Her hafta aynı kadro ile sahaya çıkılmıyor.
*
Arkadaş bunların başka yapacak işleri güçleri yok mu?
Ey sayın belediye başkan yardımcım...
Ey meclis üyem, ilçe yöneticim, ilçe başkanım, birim müdürüm, iş adamım.
Senin işin gücün yok mu?
Ne ararsın hergün bir belediye başkanının çevresinde dolanmaktan.
Hadi tamam anladık bu herife işin düşüyor.
Dosyan var takip ediyorsun.
İş var kovalaman gerek.
Ama arkadaş bu işi kovalama yeri o sabit toktanın çevresini çevirmek olmamalı.
Ne zamana kadar bu geçerli olacak.
Nereye kadar.
Kime kadar!
*
Son söz mü; siz siz olun şayet sabit nokta durumunda iseniz çevrenizi çevirenlerin kimler olduğuna ve ne olduklarına dikkat edin.
Şayet çember vazifesi yapmak zorundaysanız HAYRANLIK ÇEMBERİ oluşturun yeter. Olmadı bari belki merak çemberinde de bulunabilirisniz.
Ancak; YALAKA ÇEMBERİ oluşturmak, ne bir bireye ne de hiçbir Allah'ın kuluna yakışmadığı gibi bu çemberi oluşturanlar kadar yalaka çemberinden güç alanlar da aciz ve zayıf karekterde kişilerdir...
Bildiğin hilal.
Çemberin çevrelediği 2 boyutlu alana ise daire diyouruz.
Yani iki çember eşittir bir daire.
Peki çember hayatımıza matematikten daha çok nerelerde denk geliyor dersiniz.
Hemen söyleyelim.
Şu çember tarifinde geçen 'sabit bir nokta'ya dikkat ederseniz bu sorunun cevabını bulmak daha kolaylaşır.
O sabit nota kimi zaman bir siyaset adamı, kimi zaman bir bürokrat, kimi zaman bir iş adamı kimi zaman ise sanat veya spor dünyasından ünlü birisi olabiliyor.
*
Sabit nokta çevresine çevrilenler ise üçe ayrılıyor.
Ya, gerçekten o sabir noktaya karşılıksız sevgi besliyorsunuz, ilgi duyuyorsunuz, taktir ediyorsunuz biz buna HAYRAN ÇEMBERİ diyoruz.
Ya, o sabit nokta çevresine toplananlardan bi habersiniz, neler oluyor diye siz de koşuyorsunuz, aval aval bakıyorsunuz, biz buna MERAKLI ÇEMBERİ diyoruz.
Ya da o sabit noktadan beklentileriniz var, menfaatiniz var, biliyorsunuz ki bu çemberin arasında bulunmaz isek bu menfaatlerden olacağız, isteseniz de istemeseniz de o çemberde yer alıyorsunuz biz buna YALAKA ÇEMBERİ diyoruz.
*
Şimdi gelelim bu üç seçenekli çemberlere sabit noktaların yaptıklarına ve yapmaları gerektiğine.
Hayranlık çemberi oluşturanların sabit noktaları için söylenecek fazla bir şey yok. Zira çoğunlukla bu çemberler geçicidir. Çünkü spor, sanat veya siyaset dünyasından, iş aleminden tanınan birisi iseniz o namınız sekteye uğradı mı o çember anında dağılır gider. Burada çok fazla yapılması gereken şey yok. Sadece bu gerçeğin farkına varmak veya ayakları havada uçarak durumu anlamamaktan gelenler gerçeği var.
*
Meraklı çemberinde de sabit noktaların pek fazla yapacakları şeyler yoktur.
Zira insanoğlunun fıtratında vardır merak.
Maç sonucunu merak eder iddiaya girer.
Seçim sonucunu merak eder hayatını ortaya koyar.
Çok fazla ilgi ve alakası olmamasına rağmen uzayda hayatı merak eder durur ama bir tek uzay filmi izlemeden, uzay ile ilgili kitap okumadan, astronot tanımadan bu dünyadan göçer gider.
Kısaca bu seçenekte de sabit noktaların pek yapacağı şey yoktur.
Ne yapsın yani meraklının neden bu kadar meraklı olduğunu mu merak etsin!
*
İşte geldik zurnanın zırt dediği çembere.
Yalaka çemberi.
Bu çember için değil bir makale yazmak, kitaplar yazılır.
Filmler yapılır.
Senaryolar yazılır yine de yalakalık ne anlaşılır ne de anlatılır.
Adeta yalakalık anlatılmaz yaşanır belki de.
Sabit nokta bazen halinden memnundur.
Çevresini çeviren bir grup vardır ve sürekli o ne derse desin desdeklenir.
Nereye gitse hürrraaaa.
Çevresinde o kadar adam.
Kapı açanlar.
Buyur edenler.
Yol gösterenler.
Yemeğini ikram edenler.
Çayını ikram edenler.
Aman Allah'ım.
Bir anda insan üstü itibar görür garibim.
*
Peki nereye kadar bu itibar; ne zamanki o yalaka çemberinden bir tanesinin istediği olmasın, arzusu yerine getirilmesin, o sabit nokta ile ters düşülsün.
İşte o aman 'yandı gülüm keten helva'
Bu defa o yalaka herif gider yerine adeta bir canavar gelir.
Üstelik sabit noktanın attığı her adımı bilen, gittiği yeri, yediği tadı, içtiği suyu, söylemlerini düşüncelerini bilir ya yalaka!
Çok daha acımasızdır artık.
Bel altı vurur.
Diz altı vurur.
Yüz üstü vurur.
Vurur da vurur.
Freni yoktur artık.
*
Demek ki yapılması gereken nedir; çevresi belli çemberlerle çevrilen sabit noktaların hem bu kişileri iyi tanıması gerekiyor.
Hem de bu çemberi çevirenlerin bir gün işleri bitince kendisine ters çember olacaklarını hesap etmesi gerekiyor.
*
Düşünsenize bunlardan çevremizde rastlamak mümkün değil mi?
Bir siyaset adamını düşünün.
Adam bir yere ziyarete gidiyor. Hürraaaaa. Yanında koruması, şöförü, yardımcısı, müdürü, memuru, (belediye başkanı ise) meclis üyesi, ilçe yönetim kurulu üyesi, ilçe başkanı, il yöneticisi...
Bir anda herifin çevresini çeviriyor.
Hele hele bir hasta ziyaretinde bu durum o kadar rezil bir hal alıyor ki sormayın gitsin.
Üstelik bunlar genelde hep aynı adamlardır.
Yüzlere bir bakın anında tam kadro sayarsınız isimlerini.
İnanın Fenerbahçe'nin ilk 11'i çoğu belediye başkanının çevresini çevirenlerden daha sık değişiyor.
Her hafta aynı kadro ile sahaya çıkılmıyor.
*
Arkadaş bunların başka yapacak işleri güçleri yok mu?
Ey sayın belediye başkan yardımcım...
Ey meclis üyem, ilçe yöneticim, ilçe başkanım, birim müdürüm, iş adamım.
Senin işin gücün yok mu?
Ne ararsın hergün bir belediye başkanının çevresinde dolanmaktan.
Hadi tamam anladık bu herife işin düşüyor.
Dosyan var takip ediyorsun.
İş var kovalaman gerek.
Ama arkadaş bu işi kovalama yeri o sabit toktanın çevresini çevirmek olmamalı.
Ne zamana kadar bu geçerli olacak.
Nereye kadar.
Kime kadar!
*
Son söz mü; siz siz olun şayet sabit nokta durumunda iseniz çevrenizi çevirenlerin kimler olduğuna ve ne olduklarına dikkat edin.
Şayet çember vazifesi yapmak zorundaysanız HAYRANLIK ÇEMBERİ oluşturun yeter. Olmadı bari belki merak çemberinde de bulunabilirisniz.
Ancak; YALAKA ÇEMBERİ oluşturmak, ne bir bireye ne de hiçbir Allah'ın kuluna yakışmadığı gibi bu çemberi oluşturanlar kadar yalaka çemberinden güç alanlar da aciz ve zayıf karekterde kişilerdir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.